Öykü

Eine Tages Unbedingt

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Alles wurde durchsucht und zerfetzt. Alles wurde von den Plätzen genommen, in die Luft geworfen, mit den Füssen getreten. Irgend-wann haben sie aufgehört mit der Durchsuchung. Einige haben die Haus-bewohner zornig gefragt: «Wo ist dein Mann?» «Wo ist euer Vater?» Jemand sagte mit einer mageren Stimme aus einem zitternden Körper, vielleicht konnte er sich selber nicht hören: «Wir wissen es nicht».

İdo DAYI

Muzaffer Oruçoğlu kullanıcısının resmi

 
“Bu kadınları kim öldürdü Mükerrem Dayı? “ diye soruyor Yusuf.
Düşünüyor seksenlik Mükerrem Dayı. Okuma yazması yok ama zekâsı ve sağduyusu güçlü. Konuşurken, karşı düşüncelere hem (önceden hazırlanmış) kendi savı, hem de karşı savların kalbiyle aynı anda bakıyor. Kadınları kim vurabilir? İhtimaller üzerinde duruyor. Arkalarında izsiz, manasız şimdiler bırakan örnekleri sıralıyor. Dönüyor, dolaşıyor, ağızların pelesengine yani derin devlete bağlıyor.
“Sen ne diyorsun İdo Dayı?” diye başını sağa çeviriyor Yusuf. “Sence kim öldürdü bu üç kadını?”

Der Fish und Die Melisa

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Izmir gefiel ihm sehr. Izmir war für ihn eine fabelhafte  Gegend. Er fiel in die Magie von Kordon. Kordon war eine Zuflucht für ihn.
Er lag auf der Wiese am Strand und schaute pausenlos nach Passanten. Meistens beobachtete er die Leute vom Deutschen Konsulat,die eine lange Schlange bildeten. Es gefiel ihm die sogenannten " Hoffnungsreisende" zu beobachten.
Seine Freude steigerte sich in unermässliche, wenn eine aus der Schlange sich über sein Visum freute.
Er stand auf. Das Gehen fiel ihm schwer. Seine Füsse waren taub.

A-3

Muzaffer Oruçoğlu kullanıcısının resmi

On yedi bin kişiden bir kaç yüz kişinin ancak sürgün yerine varışı. Ölenlerin hiçbirinin, özellikle de dedesinin, nenesinin ve amcalarının mezarlarının bulunmayışı vs. vs... Bir yığın isim çıkıyor ağzından. Mardiros, Hagop, vahran, Kurken, Krikor, Arzuman... ‘Melek gibi adamsın ama bütün bunları sen yaptın,’ dercesine anlatıyor. Koca lokantada iki kişiyiz. Masanın bir başında mazlum ve mağdur Bedros, diğer başında, kötülüğü sırf kötülük yapmak için seven Melek Belial.

Çocuk ve Maviş Bebek

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Maviş onun oyuncak bebeği ve aynı zamanda da büyük bir sırrını paylaştığı tek dostuydu.  O korku gecesinde -yine bu gece olduğu gibi- birlikte uyuyorlardı. Yattığı odanın kapısının yavaşça açıldığını duyabiliyordu ve odasına usulca giren karartının da farkındaydı çok korkmuştu. Bir gece önce annesinin masalında anlattığı tek gözlü canavarı hatırladı. Masalda dağların arkasında yaşayan bir canavardan söz etmişti annesi, bazen şehre inip gezdiğini ve yaramazlık yapan kızları alıp sarayına götürdüğünü ve orada yanından ayırmadığını anlatmıştı.

O Yerlerden Biri

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Genç bir erkek kalabalığı yarıp içeri girdi. Hemen arkasında bir başkası onu izledi. Birlikte içeriyi izlemeye başladılar. İlk gelen –takım elbiseli- yanındakine, “Sarışın nasıl ama?” dedi ağzını şapırdatarak. Ötekisi; “Bilmem!” dedi. “Ben sarışınlardan hoşlanmam… Ama sarışının önünde oturan esmeri soruyorsan, o zaman iş başkalaşır.

KIYMET ANNE

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Annesi, Kıymet Hanımla tanıştım. Güleç yüzlü, etine dolgun. Dereden yana, küçük, cennet gibi bir evleri var. Bir de güllü, çiçekli bahçe… Kızıl, turuncu, mavi... Girişte yüklü bir ayva ağacı.Münir'ün babası, öğretmen emeklisi, Sait Efendi. Yıllar önceden bırakmış annesini. Nur topu gibi iki de oğlan… Sebebi bilinmez. Ben gibi birine de aha demeye denmez ki...

Ben senin babanım, suç ortağın değil...

Nadi Öztüfekçi kullanıcısının resmi

Pazar günü... Market kalabalıktı. Hani market alışverişini de çok sevdiği söylenemezdi doğrusu. Alışveriş bittiğinde kasalara doğru ilerledi. Oğluna bakındı. Oyun CD’lerinin olduğu yerde CD’lere bakarken gördü onu. Biraz önce birkaç oyun almak istemiş, izin vermemişti. “Vicdan yapıyor kerata” diye içinden geçirdi. Gülümsemesine engel olarak umursamaz bir tavırla:
- Hadi gidiyoruz” dedi.
- Bir tane alayım, olmaz mı?
- Hayır! İki günden beri kitabın kapağını kaldırmadın. Yarın okul var biliyorsun.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Öykü beslemesine abone olun.