Öykü

Alevi’nin Kestiği Yenmez

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

“Varlığımın tek nedeni oğlum Savaş,” diyordu da başka bir şey demiyordu. Savaş’ın yirmi ay süren askerliği boyunca kendisine çektirdiği sıkıntıyı, çileyi, kimi görse yoldan alıkoyup zorla anlatıyordu. Anlatırken de yeniden yaşıyordu o günleri. Gözleri büyüyor, kaşları çatılıyor, renkten renge giriyordu. Böylece stresini atıyordu. Anlatmasa sanki çatlar giderdi.

İKİ YOLCU

Rauf Akar kullanıcısının resmi

Ben eski arabaları kullanarak çok şeyler öğrenmişimdir. Örneğin araba aniden istop etti. Hemen kaputu açarsınız ve akü başlıklarını kontrol edersiniz. Çünkü gevşemiş de olabilir. Ya da araba şarj etmiyordur ve şarj motorunun kömürleri bitmiş de olabilir. Bunlar biraz da teknik işlerdir, ama bir şoför tarafından bilinmesi gereken bilgilerdir. Arabalar genellikle, belli başlı arızalardan dolayı yolda kalırlar. Son model arabalar daha karmakarışık, beyinleri falan varmış güya. Eski eski arabalar beyinsiz miydi sanki?

İFTAR YEMEĞİ

Oya Uslu kullanıcısının resmi

Oturduğu banka çöker gibi kendini bıraktı, ellerini gevşek bir şekilde iki yana saldı. ‘Aç karınla da bu kadar yol çekilmiyor.’ diye bezginlikle düşündü. Yine de her an kalkabilirdi. Çünkü burada olmaktan çok utanıyor, kendini düşmüş hissediyordu. Bir yandan, ‘Ne arıyorum ki burada, gitmeliyim.’ diyordu iç sesi; diğer yandan, ‘Çok açım.’ Bir yandan, ‘Ben Engin Sezer, bir zamanlar ithalat ihracat firması olan, yanında on beş işçi çalıştıran, okumuş, iyi eğitim almış Engin.’ diyordu; diğer yandan, ‘Boş ver, burada nasılsa beni kimse tanımaz.’ 

DEWA XECE

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

YÜKSEK DAĞLARIN ARASINDA YOL GİTMEZ KERVAN GEÇMEZ, DERİN BİR DERE KENARINDA BİR BAHAR 
AYINDA, CANLANAN  CÜMLE HAYATLAR GİBİ BERRAK BİR GÜNEŞ VE GÖKYÜZÜ
ALTINDA YAŞAYAN ZAZA HALKINDAN KÜÇÜK BİR KÖY.
 
KAM ZONENO çon hazar sero qe ma sere nê hord de fetelim. ebe zone xo jubinde Qeskem, 
jubinde lâQo kem, jubinde dâm pêro, yem were, beme haşt, jubinde bem kewra, bem xınami, 
zewecim bem çe, domane ma bene, çene qo lace qo kem gırs, eqe pırnqa xo gônbô xo şaşkem 

Yalnız Ölüm…

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Bir akşamüstüydü. Eşim telaşla eve geldi.
"Dün gece geç saatlerde bizim binaya polis gelmiş!" dedi.
"Niçin gelmişler peki?" diye sordum kendisine.
"Hani bizim üst kattaki komşumuz Yogo var ya, o; polisi çağırmış…"
"Niye ki"
"Bir sarhoş gece kapısına dayanmış…"
"Ee.."
"Kadın kapıyı açmış… Adam zilzurna sarhoş, paldır küldür eve girmek istemiş! Kadın korkuyla kapıyı kapamış ama sarhoş durmadan kapıyı tekmelemiş…"
"Kadının kocası evde yok muymuş?"
"Yokmuş"
"Sonra?"

Çorbalar Benden

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

‘’Hadi baba’’ dedi, ‘’ götür beni Gürçeşme Ortaokulu’na yazdır.’’
Gittiler hemen. Tüm işlemler sorunsuz yapılırken Mecit’in keyfi yerindeydi. Ama uzun sürmedi. Okul müdürü:
‘’Diğer belgeleri nerede?’’ dedi.
‘’Ne belgesi?’’ diye sordu babası şaşkınlıkla.
‘’Muhtardan adres ilmühaberi, nüfus kâğıdı örneği, ilkokulu bitirdiğine dair diploma, vesikalık resim…’’
‘’İyi de Müdür Efendi bizim oğlan ömründe hiç okul yüzü görmedi ki bir diploması olsun!’’
‘’Diploması yoksa burada ne işiniz var!’’ diye azarladı müdür ve ikisini de odasından kovdu.

DİYALOG DENEME

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

Yüksek dağların yamacında, derin bir dere kenarında, bir bahar ayında canlanan cümle hayatlar gibi berrak bir güneş ve gökyüzü altında yaşayan, Zaza halkından küçük bir köy.
KAYKERDENA-QESKERDANA DOMANO U PİLO

Qereman-Qero. guleeee!, bezeeee!, siseeee!, çaQeeee!.

gule-sise.nero çıqo onca çı zırçena, lacek esinoxo heşbe.

Qereman-Qero. sise dik'e şıma kôtuw mevrde yeno danumıro.

gule. ison coro dikra terseno

beze-çaQe.wuiy tı dikra tersena? ne tı çıto camerda

Saadet Abla

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Çok eskimiş olan gramofondan Müzeyyen Senar şarkıları duyulurdu. Masa hazır olduğu zaman içeriye seslenir, içeriden bütün heybeti ile Cemal Abi çıkagelir ve yerine otururdu. Âdetiydi önce eşi yerine geçip kurulacaktı. Kendisi sonra oturur ve sandalyesini iyice Cemal Abinin dibine yanaştırırdı. Daha önceden masaya yerleştirdiği rakı bardaklarını doldururken gözlerini sevdiği adamdan ayırmaz, onu hayranlıkla izlerdi.

NEREDE BENİM SİNEMALARIM

Ersoy Yıldırım kullanıcısının resmi

 

Bir 12 Eylül sabahı, ciğerleri sökülüp alınmıştı Anadolu’nun. Askerler en kahraman Rıdvan gibi dolaşırken sokaklarda, gelinlikler iptal edilmiş, sevgiler ertelenmiş, delikanlılar, asi kızlar büyümek için hapislere gönderilmişti. Güzel ülke, şirin ülke öyle bir çöküşe geçti ki, iflah olmaz yaralarını iyileştirmeye hiçbir tabip yaklaşamıyordu. Bilim, bir tek bu ülkede çaresizdi.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Öykü beslemesine abone olun.