Öykü

Aynalı Rüya

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Delil “Gidiyor musun? dedi. Başıyla onayladı onu Halil.
“iki Tamam, git, kahvaltıyı ben hazırlarım. İş görüşmesinde sakin ol. Ben buradaki her şeyi hallederim, meraklanma”
Halil “Tamam abi’’ dedi ve evden çıktı.
Delil yataktan kalktı doğruca tuvalete girdi. Elini yüzünü yıkarken “Ne kadar iyi bir insan bu Halil” diye düşünürken bunu damarlarına hoş bir esinti yayıldı. Sevinci uzun sürmedi, kasvetin kasırgasına yine yenik düştü.
 

MAYMUN DÜĞÜNÜ

Muzaffer Oruçoğlu kullanıcısının resmi

Üç kişi geldi acının kanadığı noktaya. Bahçeye çıkardı tabutları. Yanakları torbalanmış, tombul toraman olanı, tabutlara kapaklanıp ağlamaya başlayınca, serçeler sustu. Öğretmen olanı, gece boyu adamın gözyaşlarını dinlediği için hüngürtüden uzaklaştı, komşunun bahçe çitine doğru yaklaştı; yumurtalarını tirsi balığı gibi tatlı sulara bırakan, yakışıklı erkeklerin sevgilisi Teresa’nın kamelyalarını ve büyük bronz harflerle yaptığı, tek cümleden oluşan heykelini izlemeye koyuldu. Cümleyi çözdü: “Derin yapıtlar, insanların aklıyla değil, asırların aklıyla anlaşılır.” Gülümsedi.

Bisiklet

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Başı ellerinin arasında bunları düşünürken, kuvvetli bir el omuzlarını sarsarak düşüncelerinden uzaklaştırıp kendine getirdi onu. Yukarı kaldırınca başını, göz göze geldi babasıyla. “Hazırlan, evlat” dedi baba. ”Elini yüzünü yıka, üstünü değiştir. Cuma namazına gidiyoruz”
Sessizce girdi eve. Kendisine söylenilenleri yaptı.
Babasının elini tutarak birlikte minaresiz bir camiye gittiler. Orada rastladıkları kişilere selam verip, selam aldılar. Kendisi gibi camiye gelen birkaç çocuk gördü avluda. Birinin yanına koşup sordu:
“Yürüyerek mi geldin?”

Songül

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Oturduğu yerden hınçla kalkıp annesinin üzerine saldırmıştı. Kadının çığlık seslerini dışardan duyan eniştem koşarak geldi, annesi onun elinden kurtarıp onu zorla şimdi bulunduğu odaya kilitledi. O günden sonra da oradan pek fazla çıkarılmamıştı. Nasıl da yumrukluyor kapıyı kıracak sanıyorum ve yüreğim ağzımda çok korkuyorum.  Halam içtiği haplardan genellikle günü uyuyarak geçirdiğini ama bazen inatlaşıp içmese böyle hırçınlaştığını kendine ve etrafa zarar verdiğini söylüyor bu yüzden yattığı odada bir yer yatağı, bir yorgan ve yastıktan başka bir şey bulundurulmuyor.

ÖLÜMÜN KIYISINDA

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Türklerin düşmanlarını at nalı biçiminde kuşatıp yok ettiklerini, gözümüzün içine bakar, sesine tehditkâr bir hava katarak anlatırdı. Anlaşılan, düşman bizdik ve bugün ki at nalı kapanı da bize karşı işliyordu. Ara caddelerden hastaneye doğru koşarken genişçe bir yere geldik. İsyanı bastırılmış bir ordu gibiydik. Çaresiz, öfkeli...  On altısında, bilemedim on yedisinde bir genç, ansızın kucağımıza düştü. Belki Kale'den, belki Mağaralıdan gönderilmişti. Ortalığı keşfedip gidecekti. Delikanlı, olup bitenden habersiz, uyku sersemi gibi davrandı.

İtirazım Var!

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

 Tam da o günler bıyığı ağzına dökülen, Deniz Gezmiş'i anımsatan biri geldi mahalleye. Delikanlı az konuşur, elimizi kuvvetle sıkar, önüne gelene moruk derdi. Onun gelişiyle de kadınlar dedikodularını iki katına çıkardı.
-Kız anam, iki çocuğuyla gül gibi karısını bırakıp giden, Cardun'un o hayırsızı bu işte. Ne olacak, Sofulu Aşe'nin doğurduğu… Berduş, hayırsız.
 Berduş, babasının olmadığı saatler biter, babasının gelişine yakın da tüyerdi. Suçu; zorla evlendirildiği amcasının kızını bırakıp gitmekmiş. 

Çığlıklar çığlıklar

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

”Ne demek ordu, millet var olsun? Asker miyiz ki, halla halla…!” Karşılaştığım her felaketi, ”bir yanlışlık olmalı” diyerek geçiştirmeye çalışıyorum.
Masanın beri ucundaki ekmek yığınından (çeyrekten az) bir tane alıp sıraya girdim. Kalabalıkta H. Esendemir’i gördüm. Gözleri halkalanmış, burnunun formu değişmişti. Ben sarılmak, hasret gidermek isterken, o bakışları yerde kopya vermeye çalışan bir öğrenci gibi mesafeli durdu.

ARABACI ARABAYI KOŞ GETİR

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Mektubu okur okumaz değiştim. ''Eyvah!'' dedim ''bir şey oldu anneme''
-Neymiş?
-Bilmiyorum, gelmemi istiyor.
Kiraz gözleri dolu dolu ekledi.
-Kesin bir şey oldu anneme.
  Kiraz'ı katıra bindirip çıktık. Vadiyi geçip dağı çaprazdan tırmanmaya başladık.  Katırın sahibi bir çocuk. Yollar dönemeçli. Düşer gibi oluyor, tekrar doğruluyordu Kiraz. Cello aşağıda, uçurumun dibinde avlanıyordu.
-Hocaaaav, hocavvv, nereye?
-Memlekete, memlekete!
-Geri gel ha, gel!  
-Geleceğim geleceğim!

Nesim Amca

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Nesim Amca gecen yıl Kayseri' den getirildi merkezimize. Yaşı atmışı biraz geçmiş, eli yüzü oldukça düzgün bir polis emeklisi. Seksen döneminde Anadolu'nun birçok karakolunda görev yapmış ve görevini bir yaşam biçimi haline getirmiş bir adam. Sesinde her zaman bir öfke var. Kısa cümleler kuran ve onları yüksek sesle söyleyen biri ayrıca. Görev yaptığı her bölgede namı hemen yayılmış.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Öykü beslemesine abone olun.