Diyarbakır

Yol Arkadaşım Pavel 2

yekta uzunoğlu kullanıcısının resmi

"Utanmıyor musunuz benim torunuma yurtdışı seyahat müsaadesi vermemeye! O en az benim kadar vatanını sevendir, Batı’ya niye kaçsın ki?” diye haykırır. Bu olayın akabinde Pavel’e iki hafta içinde inanılmaz bir hızla Batı Avrupa’yı bir aylığına seyahat etme müsaadesi verilir.

Hem de Sosyalist Öğrenci Örgütü’nün bile üyesi olmamasına rağmen -ki komünizmin o yıllarında bu görülmüş bir vaka değildir-.

“Çocuklar Ölmesin” demek “Terör Suçu” mu?[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

insanlara duymak istemedikleri
şeyi söyleyebilme hakkıdır.”[1]
 
Mahkemenizin, hakkımızda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 2016/55635 soruşturma, 2016/21186 esas, 2016/2498 no.’lu iddianameyi ciddiye alıp dava açması sonucunda, savunmamı yapmak üzere karşınızdayım…
Karşınızdayım, ama itiraf edeyim ki ne diyeceğimi, kendimi nasıl savunabileceğimi bilmiyorum.
Bilmiyorum, çünkü “suç” umun ne olduğunu anlayabilmiş değilim.

Necmettin Büyükkaya'nın Anısına 6.Bölüm

Kadir Büyükkaya kullanıcısının resmi

Diyarbakır Belediyesi’nin verdiği akşam yemeğine çok sayıda insan katılmıştı. Aralarında önemli şahsiyetlerin olduğu akşam yemeği samimi bir hava içinde oldukça renkli geçiyordu. BDP Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş ve Melle Bahtiyar Necmettin abinin Kürdistani yönüne vurgular yaparak günün önemini belirten birer konuşma yaptılar. Yemeğe katılanlar arasında bulunan İsmail Beşikçi Hoca’ya gösterilen yakın ilgi gözlerden kaçmıyordu. Yürütülen sohbetler gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etmişti.

Necmettin Büyükkaya'nın Anısına 2.Bölüm

Kadir Büyükkaya kullanıcısının resmi

Birlikte geçirdiğimiz üç-dört yılın sana olağanüstü şeyler kazandırdığına inanıyorum. Hollanda’ya sağ salim indiğinde, orada dünyayı ve Kürt meselesini çok iyi bilen nitelikli insanlarla karşılaşacaksın. Bütün hayatı mücadele içinde geçen bu insanların kıymetini bil. Onların deneyimlerinden yararlanmaya çalış. Bunu başarabilirsen bunun sana ilerde birçok faydası olacaktır. Onları ve Kürt meselesini öğrendikçe sen de ustalaşacaksın.
 

Kolektif Bir Devlet Cinayeti: Hrant Dink[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

iyi bir Ermeni’yimdir,
iyi de solcuyumdur.
İkisi bir arada olunca
belasındır sen bu ülkede.”
 
30 Aralık 2015 günü İstanbul, Ankara ve İzmir’den yüzü aşkın insanla Diyarbakır’da buluştuk.
 
Amacımız, bir ayı aşkın süredir bir bölümü devlet kuşatması altında olan kentte yaşanılanlara tanıklık etmekti.
 
Ettik... Ölülerini günlerdir sokaktan alamayan babaların, kardeşlerin sessiz çığlıklarına kulak verdik. Bir oğlu
 

Suskunun Gölgesinde/ Suzan Samancı

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Ya edebiyat? Büyük gerçekliklerin basıncı altındaki küçük yaşantılar, “dil ve tarih-coğrafya”nın perdesi ardındaki insan halleri, “olağanüstü hal” ruhları? Suzan Samancı, “içerden” bakıyor ve edebiyatın gözüyle görüyor. Onca acının, kıyımın, yoksulluğun, yoksunluğun yarattığı gürültü ve kaos içinde, kimsenin görmediği, sesini duymadığı tek tek insanları görüp gösteriyor Suzan Samancı, onları dillendiriyor. Uzaktan haberdar olunamayacak hayat parçalarını hikâye ediyor. Gıyaben hissedilemeyecek ruh hallerini anlatıyor.

Şivan Perwer'in treni…

Haydar Karataş kullanıcısının resmi

 

Küçükken babam Erivan Radyosunu beklerdi, öyle bir içten dinlerdik ki, sanırdım sarı radyonun içine düşecek. Anlamazdık ama Erivan radyosunda çalan Kürt müziği bindiğim bu tren misaliydi, aşk, sevda ve sıla türküleri çalardı. Bozkırlara dokunur, yokluğu, gurbeti konuştururdu ve her seferinde babacığım şöyle derdi: “Khur kadar yanık ağıt yakan yoktur...” öyleydi. Hem dingin bir müzikti ve hem de fazlasıyla hümanistti.

Kış Denizleri/ Işık Okçu

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

 Bir roman okudum. Kuyumcu inceliğiyle işlenmiş bir roman. İncelikli, derin ve insanı alıp ta gerilere götüren. Ağlatan. Aşık ettiren bir roman. Sayfalar ilerledikçe bir insanın her zaman nasıl kendi doğal çevresini aradığını ve doğal çevresinin içinde nasıl rahat ettiklerini görüyoruz. Ermeni Katliamından sonra yaşanan trajedileri okudukça roman sizi alıp götürüyor. Romanın yarattığı atmosferin içinde yaşadıklarınız da aklımıza geliyor. Başkası olmanın acısını yaşayanlar olarak, onların duygularıyla bütünleşiyorsunuz.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
Diyarbakır beslemesine abone olun.