Münevver Ongun ağ günlüğü

KESER

Münevver Ongun kullanıcısının resmi

Mehmet, Konya bozkırlarından gelerek Güney Ege yaylalarına yerleşip oraları yurt edinen bir ailedendi. Oldukça çalışkan ve mert insanlar çok büyük araziler edinmişler, çevrelerinde sevilen sayılan bir aile olmuşlardı. Mehmet çok yakışıklı, güçlü kuvvetli, dürüst bir genç olduğundan arkadaşları ona “Mehmet Efe” derlerdi. Körüklü deri çizmelerini ayağından hiç çıkarmaz, o çizmeler ve “külot pantolon”uyla zeybek oynadığında bastığı taşlar titrerdi adeta.

İsmel Enişte

Münevver Ongun kullanıcısının resmi

Sonbaharın başlangıcıydı sanırım. Çardaktaki büyük asmamızın yaprakları geniş avlumuzu kaplar, biz de sık sık temizlemek zorunda kalırdık. Hemen hemen günümüzün tamamı evimizin avlusunda geçerdi. Annem nakış ustasıydı. Her yaz öğrencileri olurdu. Onlara bir aylık nakış kursu verirdi avluda.
 
Beş altı öğrenci makineleriyle gelir, annemden nakış öğrenir giderdi. Bu yüzden kayrak taşlı avlumuzun her zaman temiz olması gerekirdi. Fakat sonbaharda bahçemizdeki yıllanmış koca badem ağacıyla asma, bizi her zaman uğraştırırdı.
 

SELAHATTİNİN BABAANNESİ

Münevver Ongun kullanıcısının resmi

Nihayet onun da mürüvvetini gördü. Fakat kısa bir zaman sonra hayat arkadaşını kaybetti. Yalnız kalınca, torun sahibi olma arzusu gitgide tutkuya dönüşmüş ve bunu oğluyla gelinin yanında sık sık dile getirmeye başlamıştı. Bir gün küçük oğlundan torunu olacağını öğrendiğinde dünyalar onun olmuştu. Eski bir gelenek olmasına rağmen, genellikle kız toruna babaannenin, erkek toruna da dedesinin adı verilirdi. Erkek olursa kocasının adının konulacağından son derece emindi. Ne mutlu ki; aileye bir erkek torun gelmiş ve ona dedesinin ismi verilmişti: “Selahattin”

HÜSEYİN ÖĞRETMEN

Münevver Ongun kullanıcısının resmi

(Cefakâr öğretmenlerimizin anısına saygıyla.)

Sıvayalım dedik kolları yeniden
Karınca yuvalarını eşeleyip
Harman yerlerini deşeleyip
Ak tohumları tane tane derledik
Avuçlarımızla keseledik, heybeledik.

Bizden sonraki dostlar!
Armağan olsun size
Bu son tohumlar,
Savurun, üfleyin, eleyin, ekin!
Bozkırlar bir daha yeşersin…

                                        Bahattin Uyar

SARI KELEBEK

Münevver Ongun kullanıcısının resmi

Dün gece Anadolu’mu gördüm rüyamda. Mavi denizleri her zamankinden daha mavi, ormanları daha yeşildi. Kuşları özgürce uçuyor , çiçekleri bahar rüzgarlarıyla kucaklaşıyordu.Çiçekler diyarının en güzel kelebekleri çiçeklerle yarışırcasına rengarenkti. Bana doğru koşan küçük bir çocuğu gördüm çiçekler diyarında. Gözleri ışıl ışıl, yanakları al aldı.
”Başöğretmen Atatürk’ümü gördüm! Ata’mı gördüm!” diye bağırıyordu. Heyecanlandım, kalbimin atışını duyar gibi oldum.
“Nerede? Nasıl? “ diye sordum.

DELİ RÜZGÂR

Münevver Ongun kullanıcısının resmi
 
Bodrum Yalıkavak’a giderken yolumuzun üstündeki yel değirmenlerinin rüzgâra bağrını açmış duruşu etkiler beni hep. Rüzgârla değirmenlerin kucaklaştığı tepe şimdi sessiz ama arabadan indiğimde uçurmak ister gibi titreten rüzgâr beni uzaklara, çok uzaklara fırlatıverir. Ta su değirmenlerinin çok fazla olduğu memleketime kadar.

Yürek Tüpürtüsü

Münevver Ongun kullanıcısının resmi

 
Ne zaman traktörlerin kasalarındaki tütün işçilerini görsem, dilden dile, gönülden gönüle aktarılmış tütün tarlalarında yaşanmış hikâyeler gelir aklıma. Eskiden çiftçinin en önemli geçim kaynağıydı tütün her ne kadar acı olsa da!
Alışverişler yapılır; “Tütünler satılınca."
Çocukların kitap defterleri alınacak; “Yaz deftere, tütün parasında.”
Ya düğünler? “Sizin düğün ne zaman?” diye sorulduğunda;
“Tütün parasında.”
Hayat neredeyse tütünle başlar, tütünle biterdi.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Münevver Ongun ağ günlüğü beslemesine abone olun.