Makale
İnsan ve Bilinç -1-
Bizi insanlaşmaya götüren ilk yapı 1,4 kilo ağırlığında olan beyin içerisindeki 100 milyar hücredir. İkinci aşamaysa bu hücrelerin bilinç merkezindeki Frontal ve Parietal Lopların sınırsız şekilde deneyim ve bilgileri kaydedip, sorgulama (Reaksiyon) yeteneğini yükseltmesidir.
Alevilerde İnanç ve Siyasal Düşünce Karmaşası -2-
Siyaset Felsefesine göre; Siyaseti yapan, yürüten insan, doyum ve tatminde sınır tanımadığı sürece, hiçbir zaman gerçek adalet, eşitlik ve barışı sağlayamaz. Doğuştan itibaren bencil, egoist ve kindar olan insan, siyasetle elde etmiş olduğu yetki, makam ve güçle, süperhayvana dönüştüğü için, başta kendi cinsine ihanet eden bir yaratıktan ibarettir.
1830’dan 1871’e -Avrupa’da- Sınıf Savaşları[1]
Toplumsal sınıflar var oldukça tarihin akışına yön veren, verecek olan sınıf mücadelesi sömürenle sömürülen arasındaki amansız savaştır.[3]
Karl Marx’ın, ‘Kapital’de net biçimde ortaya koyduğu sınıf mücadelesi bir sınıf diğeri tarafından sömürüldüğü müddetçe gerçekleşen bir şeydir. Yani kişiler bilinçli bir biçimde bir sınıfa ait hissediyor olmasa da sürekli olarak sınıf mücadelesi içerisindedir. Gündelik hayatın kendisi sınıf mücadelesidir.
Alevilerde İnanç ve Siyasal Düşünce Karmaşası -1-
Alevilerdeki İnançsal Kafa Karışıklığı:
Orta Çağ ve öncesinde dünya toplumlarının hepsi, siyasi politikalarını dinlerin belirlediği inançsal kurallarla sürdürmüşlerdir. Yeni Çağ’a girilmesiyle din ve siyasetin birbirinden ayrışması gerektiği tartışmaları büyüyünce, 1789’da Fransız Devrimi gerçekleşmiş oldu. Arkasından tüm Avrupa’da burjuva demokratik devrimlerle, din ile siyaset birbirinden ayrıştırılarak modern ulusal siyasi yapılar inşa edilmiş olundu.
Modern İnsan, Homo Sapiens'i Ne Kadar Aşabildi?
Esasında insan denen canlı varlık, düşünce ve sorgulama yeteneğinin dışında, diğer özellikleriyle hayvanlarla tamamen ortak güdülere sahiptir. Düşünme ve sorgulama bilinç merkezi (Amigdala) doğru, gerçek, bilgi, birikim ve ahlak ile doldurulup uygulandığında ileri, çağdaş, gerçek insan olunabilir. Sahip olduğu araç, gereç, maddi varlıkları tanrılaştırıp doğaya, canlılara, kendi cinsine uyguladığı kabalık, hoyratlık ve barbarlıkla, yalnızca insanlıktan uzak değil, hayvandan da aşağı tarifi zor canavarlık demektir.
Nefretin, Ayrımın Boy Hedefi: Ötekileştirilen Alevî(Ler)[1]
Sürdürülemez kapitalizmin III. Büyük Buhranı ile cebelleşen yerkürede; Zygmunt Bauman’un, “Devletler otoriterleşirken, kişiler militerleşmektedir,” biçiminde tarif ettiği çılgınlık kesitinden geçiyoruz.
Söz konusu durumu, “Kriz özellikle eskinin ölmesi ve yeninin doğamaması olgusundan kaynaklanır; ara dönemde ise çeşitli hastalıklı belirtiler ortaya çıkar,” diye betimleyen Antonio Gramsci’nin altını çizdiği hâl bir ara döneme denk düşer ki, bu da bir imkân ve çılgınlık kesitidir.
İktisadî Çöküş, Beşerî Çözülme[*]
Müthiş bir alt üst oluşla yüz yüzeyiz. Hem yerel, hem de evrensel bir soru(n) bu.
İsteyen istediği gibi adlandırabilir; ancak nasıl sunulursa sunulsun; sürdürülemez kapitalizmin içinde debelendiği III. Büyük Bunalımı’dır yaşanan…
“Yaşanan” dedim; o, “küreselleşme” söylencelerinin karaya oturduğu koordinatlarda müthiş gerileme, köklü çöküş ve devasa bir çürümede somutlanıyor.