Öykü

Hüzünlü Bir Şarkıdır Eylül

Fetih Koç kullanıcısının resmi

Şimdi, hüzün sarısı bir Eylül şarkısındayım...

Tüm şarkılar da Eylül yaralıdır.

Hüzünlü bir mevsimin başlangıcıdır Eylül, sararan yaprakların ilk savruluşu, hani sıcacık tınların düştüğü anlar oluyor ya, sürgünlerin acısı sızladığı anlar, hafif yağmurun döküldüğü günler. Eylül, hazan mevsimin de yağmalanmış yüreklerin adıdır.

***

Sarı-sıcak hüzün şarkıların adı. Sürgüne düşen yüreklerin özlemi. Şiirlerin derin yarasıdır Eylül.

AİLE İLİŞKİLERİ BİTERKEN

Hüseyin Habip Taşkın kullanıcısının resmi

Safiye bu koca şehire yıllar öncesinde ailesiyle geldiğinde sekiz yaşındaydı ve ilkokula gitmekteydi. Uzun saçları koyu kestane rengindeydi. İncecik bir dal gibiydi. Ayağında naylon ayakkabıları vardı. Soğuk havada ince kiremit renginde kazağı üzerindeydi.
Babası inşaat işlerine duvar örme ustası olarak gider, aile geçimlerini sağlardı. Annesi ev kadını olmakla birlikte ev temizliğine ara sıra gündelikçi olarak, Safiye’nin ağabeyleri ise İsa, Hasan, Hüseyin ilkokula giderdi.

"Neden var neden yok"

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
Biz çocukların, evimize geldiğinde kaçacak delik aradığı, sokakta karşılaştığımızda ise yüzümüzde muzip bir gülümsemeyle yolumuzu değiştirdiğimiz, mahallemizin iğne işlerini yapan, Selanik göçmeni bir Zeynep teyzemiz vardı.
6. sınıfa başladığım yıl, Zeynep teyzenin en büyük oğlu Mehmet abi yanımızdaki binaya taşındı ve bodrum katına da bir aliminyum doğrama ve panjur atölyesi açtı.

Nazlı’dan Geriye Ne Kaldı?

Hüseyin Habip Taşkın kullanıcısının resmi

Nazlı kendisine bir demlik çay yapar ve balkonda tek başına çayını yudumlarken, batan güneşin kızıllığı kaybolana kadar bakarken, geçmiş acı anılarını hatırlardı.
Esmer güzeli Nazlı genç kızlığını hatırladıkça hüzünlenir, aynanın karşısında saçlarını uzun süre tararken, akrabası olan Ali’yi düşünürdü. Ali uzun boylu cüsseli, aynı zamanda yakışıklıydı. Sevdalarını bir türlü birbirlerine açamamışlardı.  Nazlı on altısındaydı. 
Nazlı tarla dönüşünde babası ile annesinin kısık sesle konuştuklarını duymuştu.

Sokaktan Yansımalar

Hüseyin Habip Taşkın kullanıcısının resmi

Sokaktan birkaç erkek arka arkaya yokuş aşağı iniyorlardı. İsmail kimseler duymasın diye sesini kısarak: 
“Ses nereden geldi?” dedi.
Olduğu yerde heykel figürü sergilercesine, bir daha ses gelir diye dinlemeye başladı.
Ne gecesi ne gündüzü belli olmayan girdapta, günler geçtikçe rutin hale geliyordu kadının bağırması. İsmail elindeki çöp poşetini çöp konteynerine attığı sırada, Kadın sesi, küfre dönmüştü.
 

Tutsak Mesut Deniz'den Bir Öykü

Görülmüştür kullanıcısının resmi

Babamın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yattığı dönem ben daha üç yaşımdaymışım. Şimdi o günlerle ilgili, hayal meyal Samsunlu bir komşumuzun kamyonetinin arkasına ailecek doluşup babamı ziyarete gittiğimizi hatırlıyorum. Hastane bahçesinde babamın sakalını yanaklarıma batıra batıra sarılışı, büyük kardeşlerimden Deniz’in orada bir söğüt dalından çakısıyla bir düdük yapıp bana verişi silinmemiş hafızamdan. 

Hapishanedeki Çocuk Aren'in Annesinin Ona Yazdığı Masal: BÜYÜK DÜNYA

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
BÜYÜK DÜNYA
                Bir varmış bir yokmuş . Bir zamanlar efendilerin kendilerine karşı ifade ettikleri ve düşüncelerini dile getirdiği bir ülkede insanları cezalandırıp hapishane denilen yere koyarmış .İşte bende böyle bir ülkede gözlerimi açmış oldum .
                Gel zaman git zaman annemle özgürlük adı altında simgelenen bu duvarlar dışında bir yerlerde kısa bir süre yaşadım . Adına büyük dünya deniyormuş .

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Öykü beslemesine abone olun.