Öykü

Beyaz Ceket

Ali Vafi kullanıcısının resmi

“Ali Bey burada bir Hayır Kuruluşu var. Hamam yolunda...”
O zaman anladım bana danışıyor, dalga geçmiyor benimle. “Yok,” dedim, “şimdiye kadar oraya hiç gitmedim.”
“Kimliğin yanında mı?”
“Evet, yanımda taşırım hep.”
“Bakabilir miyim?”
“Çıkarıp verdim.”
Alıp önlü arkalı baktı. Bu kimlik iki gün sonra geçersiz olacak!”
“Önemli değil, gidip değiştirim.”
“Ali Bey bir kimliğin değişmesi için bir aylık zaman gerektirir. O da başka problem olmazsa. Tanıdığım birkaç kişi var, yedi-sekiz aydır kimlik bekliyorlar.”

Sinem ve 12 Eylül

Sibel Karakız kullanıcısının resmi

Onlarla bir öğretmen gibi değil de bir arkadaş, bir abla gibi olmuştu. Fizik öğretmeniydi. Fizik dersini hiç sevmeyen öğrenciler dahi ona mahcup etmemek için daha çok ders çalışıyor, notlarını yükseltiyorlardı.

Bu arada 12 Eylül Askeri Darbesi oldu.  Apar topar evler basılıyor, öğrenci, işçi, memur, yaşlı, genç gözünün yaşına bakmaksızın ve hiçbir açıklama yapılmaksızın evlerinden zorla alıp götürüyorlardı askerler tarafından. Bu durumda insanlar birbirlerini gammazlıyor, birbirlerine güvenmiyor ve herkes birbirlerine şüpheyle bakıyorlardı.

Lanetli ceket

Ali Vafi kullanıcısının resmi

Ben her zaman bu tatlı sözleri duyardım. Allah’a teşekkür ederdim, böyle değerli insanları karşıma çıkardığı için. Bir gün beni aradı. Çok ısrar etti. Kalkıp kahvehanesine gittim. 2 lira verip dolmuşa binip gittim. Kapıdan içeriye geçince beni bekler halde buldum onu. Kalkıp önüme geçti. “Bir dakika bekle” dedi. Çamaşır deposuna doğru gitti. Bir naylon torbayla geri geldi. Torbadan eski bir ceket çıkardı. “Bunu üzerine giy” dedi. “Bu sene getirdim kendime, ama üzerime küçük geldi. Sana olur ama.” 

Çiçek Mevsiminde Aşk

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Gülümseyen fotoğrafına gözleri takıldı. Kendisi de gülümsemeye başladı.  Hemen yanı başındaydı sanki. Kokusunu duyumsuyordu.

 Telefonuna bir mesaj sinyali geldi. ‘’Sonra bakarım,’’ diye geçirdi aklından.  Dayanamadı açıp baktı: Sevgilisiydi. Kendisine bir sürpriz yapacağını yazmıştı.  Heyecandan ne yapacağını bilemedi. Balkona çıktı. ‘’Ne yapmak istiyor bu deli kız?’’ dedi fısıldayarak. Umutlandı. Tek bir sefer de olsa onu görmek istiyordu.

Renkli Ceket

Ali Vafi kullanıcısının resmi

Paltar (elbise) satan mağazanın önünden geçtik. Behzat bana mağazanın vitrinindeki kahverengi kot şalvarı gösterdi. (Ceket-şalvar)
“Bu kot şalvar, sana çok yakışır.” dedi. 
“Benim üzerimde o kadar param yok ki! Bu kışın ortasında 120 lirayı bu elbiseye verem.” dedim, “ gaz ve elektrik parası ödemezsem, ay sonunda kesilir yoksa. Bu kışı soğukta geçiririm…”
Yolumuza devam ettik… Sözün özü benim yüreğim de o paltara vurulmuştu. Ama param yoktu işte ne yapayım? Cebimdeki param ancak gaz ve elektrik parasına yetiyordu.
Yolda Behzad:

Bir hata bin emeği götürür

Sibel Karakız kullanıcısının resmi

1989 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen serbest göçmenlerin arasında yeni evli bir çift olan Sabahattin Bey ve Hasibe Hanım da bulunmaktaydı. O dönemde göç edenlerin büyük bir bölümü daha önce Türkiye’ye göç eden akraba veya komşularının yoğun olduğu bölgelere kendi imkânları ile yerleştiler. Sabahattin ve Hasibe Bursa'ya yerleştiler. Akrabalarının desteği ve yanlarında getirdikleri bir miktar nakitle küçük bir ev kiraladılar.

küçük kız sevgi kokar

Sibel Karakız kullanıcısının resmi

Zaman akıp gitmişti. Gece yarısını çoktan geçmişti. Okumayı çok severdi; kâh gazete, kâh kitap ne bulursa okumaya bayılırdı. Kim bilir belki de kitap okumanın yasak olduğu o yetmişli yıllarda, okumak ona daha cazip geliyor da olabilirdi. Haksızlık etmemek lazım, dayısının evinde yaşayan Küçük kız, dayısının da gece geç saatlere kadar gazetelerini okumayı bitirmeden uyumamasından etkilenmiş de olabilirdi.

Herkes uyumuştu çoktan.

Nermin ve Kemal'in AŞKI

Sibel Karakız kullanıcısının resmi

 Liseyi bitirdiği yıl, Trabzon'da bir üniversiteyi kazandı. Sevincini annesiyle paylaşmak istedi. -Babasını iki yıl önce kaybetmişti.- Yedi kardeşten en büyüğü ve de annesinin ilk göz ağrısıydı. Annesi ona çok düşkündü. Kocasının ölümünden sonra bu daha da yoğunlaştı. Kemal koşarak üniversiteyi kazandığını gösteren belgeyi annesine gösterdi: 

LİSEDE BİYONİK ZEKÂ, ŞİMDİ EV KADINI

Sibel Karakız kullanıcısının resmi

Gözleri ağlamaklı oldu. Yanındakini tanıştırdı:
 "Eşim" dedi Tülay. Tokalaştık. Ben de kendimi tanıttım.
“Nasılsın arkadaşım?” dedim.
“İyiyim.” Dedi Tülay.
“Ya sen?”
“Ben de iyiyim.”
“Çoluk çocuk var mı?”
"Bir kızımız, bir de oğlumuz var.”
"Ne iş yapıyorsun?"
 "Çalışmıyorum, evde çocuklarımla ilgileniyorum"

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Öykü beslemesine abone olun.