Öykü

Seni Bağışlıyorum

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

İç sesim durmaz konuşurken, kirpik uçlarımda birer kurşun gibi duruyor gözyaşlarım. Biliyorum, birazdan göğsüme dökülüp vuracaklar beni. Bu duygunun pişmanlık mı yoksa kırgınlık mı olduğunu adlandıramıyorum...
Ani bir kararla askıda olan ceketimi alarak kendimi sokağa attım. Dışarıda sonbaharın bütün hüznü hâkim. Sarı yapraklar yol boyunca birikmiş, temizlik görevlileri ellerindeki çalı süpürgeleriyle çöp bidonlarına dolduruyor onları. Gökyüzünü kaplayan kara bulutlar birkaç saate kadar yağacak yağmurun habercisi…

Balıq və Melisa- Nəcməddin YALÇINQAYA

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Kordonun*  tilsiminə buraxmışdı özünü. Kordon, sığınılacaq bir limandı onun üçün. Sahildə, çəmənlərə uzanır, saatlarla eləcə qalır, gəlib keçənləri seyrə dalardı. Ən çox da gözünün qarşısında uzun növbələr meydana gətirən Alman konsulluğunun gözləmləyirdi. '' Ümid yolçularını '' izləmək keyf verici bir şey idi. Hələ Viza almağı bacaran birinin sevinci onu da bir başqa həyəcanlandırırdı.
Yatdığı yerdən qalxdı. Getməkdə çətinlik çəkirdi. Ayaqları uyuşmuş bir halda idi. Yanında, tilovuna böyük  bir balıq ilişmiş  bir balıqçı, həyəcanla kömək istəyirdi. Qaçdı dərhal köməyinə.

Sigara

Ali Vafi kullanıcısının resmi

Çünkü onları az bir ücretle çalıştırıyordu işverenler. İş yerinden de kolay kolay izin vermezlerdi. Telefon edecek fırsatları bile olmazdı, bunu çok iyi biliyordum. Bazı İranlılar da geceleri sabahlara kadar İnternette, bilgisayar başında vakit geçirirler, ancak öğlen kalkarlardı yataktan. Bu düşünceler içinde telefonu açtım. Telefondaki ses benimle tatlı tatlı konuşmaya başladı. İlk anda tanıyamadım ama sonra Samet'in ismini söyleyince tanıdım onu. Samet benim eski bir dostumdur. Telefondaki kişiyi ise bir kez Ankara'da Ali Bıyık'ın pansiyonunda görmüştüm.

Burun Ameliyatı

Ali Vafi kullanıcısının resmi

Bir sabah kalkıp İranlı arkadaşların çalıştığı bir mağazaya gittim. Orada beş İranlı çalışıyordu biliyordum.  Önce Darüş'le karşılaştım. O yüzünün yarısını sargı beziyle kapatmıştı.  Gözlerinin altı morarmış, çökmüştü.
'Bu adam ya birisiyle kavga etmiş, ya da bir yere çarpmış.' Dedim kendi kendime.
-Darüş Bey hayrola birisiyle kavga falan mı ettiniz? Geçmiş olsun.
-Yok, dedi kavga etmedim, burun ameliyatı geçirdim.
-Gözlerinin altı çökmüş, morarmış.
-Burnumu çok küçük yaptılar.
-Hayırlı olsun yeni burnun.
-Sağol Ali Ağbi.

Toprak Kokusu

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

 Burnumun direği sızladı. Yavaş adımlarla sokağın içinde yürürken, sokağın eski haline dönmüş, çocukluğumu yeniden yaşıyordum sanki. Sağımı solumu incelerken elektrik direğinin dibindeki evi görünce sevindim. Ev neredeyse hiç değişmemiş hâlâ zamana karşı direniyordu. İçindekileri hayal etmeye başladım. Sait Dede otoriterdi ama aynı zamanda çocuklara karşı sevecendi. Şeker ve limonata dağıttığı günlere gittim. Bir köşede durmuş, etrafına bakıyordu. Beni görünce gülümsedi.
“Gel evladım, limonata vereyim iç, kendi ellerimle yaptım.” dedi. Duymazdan gelince.

EYLÜL YAPRAKLARI

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

......
İkimiz de sustuk. Dışarısı daha da ilginçti. Hava bulutlu. Pencereme ilk damla düştü; sekti, camda küçük bir iz bıraktı. Gözüme bir hayvanın silüeti ilişti; it mi, kurt mu çıkaramadım. Gökyüzü kanarcasına çizildi. Onu cehennemi bir gürültü izledi. Sarsılır gibi olduk. Hışırtıyla inen yağmur dışarıyı görünmez kıldı. Sonra aniden kesiliverdi.

GİZEMLİ GÜNEYDOĞU!

Sibel Karakız kullanıcısının resmi

Her gittiğiniz yerde iki veya üç yıl, bazen bir, bazen de beş yıl kalabiliyorsunuz. Bölgeye göre değişiyordu kalacakları bu süreler.
O sene Naci ve Ayşegül’ün tayinleri Güneydoğu’ya çıktı. Daha önce hep büyük şehirlerde çalışmışlardı. Özgürlük ve modern hayattan uzak, dışa kapalı küçük bir şehre nasıl ayak uyduracak, nasıl yaşayacaklardı bilemiyorlardı.  Bambaşka, gizemli bir dünyaydı Güneydoğu onlar için.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Öykü beslemesine abone olun.